Ayet ve Hadis arasındaki başlıca farlar;
- İkiside islam dinine özgün kavramlardır.
- Aralarındaki en önemli fark, Ayet Allah’ın sözleridir, Sıhhı hadisler ise Peygamber efendimiz Hz. Muhammed’in sözleridir.
- Ayetler Kuran-ı kerimin içindeki sürelerde yer alan, başı ve sonu belli olan cümlelerdir.
- Kur’an’ın her bir ayeti mucizedir.
- Hadis Hz. Peygamber (s.a.s)’ın söz ve davranışları ile sünnetinin söz veya yazı ile ifade edilişine denir.
- Hz. Peygamber Allah’ın ayetlerini insanlara iletirken, kendisi de bu emirleri uygulayarak yaşadığı için, kendisine yaşayan kuranda denir.
- Ayetler mucizedir, Hadisler mucize değildir.
Detaylı Açıklamalar;
Kur’an-ı Kerim ile Kudsi Hadis arasında birçok fark vardır. En önemlileri şunlardır:
- Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’ın Rasulullah’a lafzıyla beraber vahyettiği kelamıdır. Onunla Araplara meydan okumuştur. Araplar onun benzeri olan on sureyi veya bir sureyi getirmekten aciz kalmışlardır. Kur’an ile meydan okuma, hala devam etmektedir. O, kıyamet gününe kadar kalıcı bir mucizedir. Kudsi hadis ile meydan okuma ve i’caz vaki olmamıştır.
- Kur’an-ı Kerim ancak Allah Teala’ya nisbet edilip: “Allah Teala şöyle buyurdu.” denir. Kudsi hadis ise Allah’a izafe edilerek rivayet edilir ve nisbet, bu taktirde, ihbar nisbeti olur. Çünkü Rasulullah bunu, Allah Teala’dan haber verici olup: “Rasulullah Rabbinden rivayetinde şöyle buyurdu.” denir.
- Kur’an-ı Kerim’in hepsi tevatürle nakledilmiştir. Onun sübutu kesindir. Kudsi hadislerin ise çoğu ahad haberlerdir. Bunların sübutu zannidir. Kutsi hadis; bazen sahih olur, bazen hasen olur, bazan da zayıf olur.
- Kur’an-ı Kerim, lafız ve mana bakımından Allah katındandır. Onun lafzı da, manası da vahyedilmiştir. Kudsi hadisin ise; manası Allah katından lafzı Rasulullah’dandır. Sahih olan budur. Onun lafzı değil, manası vahyedilmiştir. Bunun içindir ki, muhaddislerin çoğunluğuna göre, kutsi hadisin lafzını gözetmeden sadece manasını rivayet etmek caizdir.
- Kur’an-ı Kerim’in tilaveti ile ibadet olunur. O namazda okunur. Nitekim Yüce Allah: “Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyun.” (Müzzemmil: 73/20) buyurmuştur. Hadiste bildirildiğine göre, Kur’an’ı okumak; karşılığında Allah’ın sevab ihsan ettiği bir ibadettir. Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Kim Allah Teala’nın kitabından bir harf okursa ona bir hasene vardır. Bir haseneye ise on kat sevap verilir. Ben elif-lam-mim bir harftir demiyorum, lakin elif bir harf, lam bir harf ve mim bir harftir.”[1]
Kudsi hadis namazda kıraat için yeterli olmaz. Allah onun okunmasına genel bir sevap verir. Kur’an kıraatinde bir harfe verilen on hasene hakkında , hadisi şerifte bildirilen sevab, kudsi hadis için verilmez.[2] - [1] Tirmizi. Tirmizi bu hadis için hasen-sahih dedi.
- [2] Kattan-Mebahis: 41-42.
Kutsi Hadis
Kutsi hadisin ilk kaynağı Allah olduğu ve esasen hitap O’ndan geldiği için, rivayet edilirken başına, “Hz. Peygamber’in (asm) rivayet ettiğine göre Allah-u Teâlâ şöyle buyurdu” veya “Resûlullah (asm), Rabb’inden rivayet ettiği hadiste şöyle buyurdu” şeklinde bir rivâyet lafzı getirilir.
“Kutsi” “İlâhi” veya “Rabbanî” şeklinde nitelenir.
Kur’an ile hadis arasında bir mertebede olduğundan Kur’an hükmünde sayılmaz. Zira sözler Peygamber Efendimiz’e (asm) aittir.
Kutsi hadisler; genellikle Allah’ın büyüklüğünü, rahmetinin beyanını, hükümranlığının kudretini, ihsan ve ikramının bolluğunu, konu edinirler.
Resulullah (asm) bu hadislerinde Allah’tan naklen bazı İslamî hakikatları beyan etmektedir.
Kutsi hadis daha çarpıcı, daha dikkat çekici bir beyan üslubuna sahiptir.
Kutsi Hadisler;
- Namazda okunmazlar.
- Abdestsiz kendilerine dokunulabilir.
- Lafızları Kur’an gibi muciz değildir.
- Mana olarak rivayet edilmeleri de caizdir.
- Kaynaklar: Riyaz-üs Salihin – Kütüb-ü Sitte