Başlıca Farklar;

  • Manga sözcüğü japon kökenli bir kelimedir, anime ise fransız kökenli bir kelimedir,
  • Manga hem animasyon olabilir hemde çizgi roman olarak okunabilir,
  • Anime ise “animasyon” adından da anlaşılacağı üzere sadece izlenebilir,
  • Manga, anime yi kapsar, fakat anime manga yı kapsamaz,
  • Manga kelimesinin bilinen ilk kullanımı 1770’li yıllara dayanmaktadır,
  • Animeler, genelde manga çizgilerinin televizyona ya da sinemada gösterilmesidir,
  • Manga çizimleri animeye göre daha abartılı olur,
  • Anime çizim tekniklerine örnek verilirse, kendine özgü çizim tekniği vardır, onun dışında insan gözleri genelde büyük çizilir,
  • Anime de 1,70cm boyundaki bir kişi çizimlerde 2m olarak çizilebilir,
  • Animeler, el çizimi veya bilgisayar yapımı olabilir.
  • Animeler konusu her şey olabilir,

Detaylı Açıklamalar;




Anime’nin tarihçesi, Osamu Tezuka, Japonya’da çağdaş animenin öncüsü olarak kabul edilir. Genç yaşta 8 mm’lik kamerasıyla küçük animasyonlar çekmeye başlamış ve bu animasyonlarında Walt Disney ve Max Fleischer’ın eserlerinden ilham almıştır. Onun izinden yürüyen sanatçıların yapıtlarıyla anime adı verilen yeni bir stil ortaya çıkmıştır.

Anime tarihi 20’nci yüzyıl başlarında Japon film yapımcılarının Fransa, Almanya, Amerika Birleşik Devletleri ve Rusya’daki animasyon tekniklerini keşfetmesiyle başlamıştır.

Bu dönemde Japonya’da filmlere alternatif bir hikâye anlatımı sunabilen animasyon oldukça popüler olmuştur. Amerika’da filmler ve şovlar için oldukça büyük bütçeler mevcut iken, Japonya’da küçük bir piyasayı ve bütçe, yer, ve aktörlük eksikliklerini de taşıyordu. Batılı aktörlere benzeyen aktörlerin bulunmaması Avrupa, Amerika ve fantezi dünyalarında Asyalı oyuncuların varolmasını imkânsız kılıyordu. Animasyonun değişik kullanımları Japonlar’a benzemeyen karakterler ve yerlerin yaratılmasına sebep vermiştir.

1970’li yıllarda manga çizimleri büyük bir ilgi çekmiştir. Bu çizimlerin büyük bir çoğunluğu da animasyonlarda kullanılmıştır; özellikle Osamu Tezuka bir efsane ve “Manga’nın Tanrısı” haline gelmiştir. Eserlerinin ve diğer tasarımcıların da etkisiyle, anime günümüzdeki sanatın mutlak karakteristiklerini ve türlerini yaratmıştır. Mecha tarzı Tezuka tarafından şekil almış, Go Nagai ve diğerleri de geliştirmiştir. Yoşiyuki Tomino’nun katkısıyla da bir devrim gerçekleşmiştir. Gundam ve Macross gibi mecha animeleri 80ler’in klasikleri arasına girmiştir ve mecha türü anime günümüzde hala Japonya’da ve dünyada popülerdir. 1980ler’de anime Japonya’da ana görüş haline gelmiştir ve büyük bir üretime geçmiştir. Bununla beraber manga da popülaritesini Japonya’da ve dünyada zirveye taşımıştır. 1990lar’ın ortasında ve sonunda, ayrıca 2000ler’de anime tüm ülkelerde popüler olmuştur.

Dünyada Anime

İlk renkli anime sinema filmi olan 1958 yapımı The White Snake Enchantress’ın Venedik, Meksika ve Berlin festivallerinde ödüller kazanmasının ardından dünya çapında söz sahibi olmaya başlayan animeler, uluslararası yarışmalardaki bu başarılarını her yıl daha da arttırarak sürdürmektedirler.

Anime’nin başarısına doğal olarak batılı animasyon şirketleri de kayıtsız kalmamaktadır. Uzun süredir batılı şirketlerle ortaklaşa birçok proje yapılmaktadır ve sonuçta ortaya mükemmel animeler çıkmaktadır. Buna Fransız-Japon ortak yapımı olan Mysterious Cities of Gold (Türkiye’de bilinen ismiyle Güneşin Oğlu Esteban) gibi birçok örnek sayılabilir. Ayrıca, batı animasyonun temsilciliğini yapan Disney de artık animelerin başarısını açıkca kabul etmektedir.

Bu nedenle, 1996 yılında yapılan Disney-Tokuma anlaşmasıyla Disney, Japon animasyonunun en büyük temsilcisi olan Studio Ghibli’nin anime filmlerinin dünya çapında dağıtımını ve pazarlanmasını üstlenmiştir. Ayrıca Disney, Studio Ghibli’nin hazırladığı anime filmlerinin üretim masraflarının bir kısmını karşılayarak bu filmlere yatırım yapmaya başlamıştır. Mesela Studio Ghibli’nin Tonari no Yamada-kun (My Neighbours the Yamadas) adlı filminin 2.4 milyar yen tutan üretim maliyetinin %10’u Disney tarafından ödenmiştir. Ayrıca Disney, anlaşma uyarınca dağıtımını üstlendiği Studio Ghibli filmlerinden olan Princess Mononoke’nin İngilizce dublajı için 2.4 milyon dolar harcayarak animelere verdiği önemi bir kez daha vurgulamıştır.

Manga

Japonların çizgi roman için kullandıkları sözcük olup anime çizim sanatı ile çizilir ve sağdan sola doğru okunur. Çizimler animeye göre daha abartılıdır. Manga kelimesinin bilinen ilk kullanımı 1770’li yıllara dayanmaktadır. 19. yüzyıl boyunca kelime özel olarak, üzerinde karikatürler bulunan ağaç bloklarını, özellikle de Hokusai Katsushika’nın 1819’da yayınlanmış olan ve öğrencilerinin kullanması için kendisinin çizdiği taslak, çizim ve karikatürlerini adlandırmakta kullanılmıştır. Hokusai çizdiği taslakları iki Çince karakterin “漫 man” (kaygısız, ilgisiz) ve “画 ga” (resim) birleşiminden oluşan “manga” kelimesiyle tanımlamıştır.

Tarihçe 

Japonya din ve kültür anlamında büyük ölçüde Çin’den etkilenmiştir. Özellikle 6. ve 7. yüzyıllarda yeni ve güçlü bir din olarak Budizm’in Japonya’da benimsenmesiyle birlikte, Budist tapınaklarının yapımını ve duvar resimlemelerini de beraberinde getirmiştir. Nara şehri bölgesinde bulunan Toshodoiji ve Horyuiji tapınaklarının duvarlarına ve tavanın arkasına İnsanları ve hayvanları konu alan çok çeşitli karikatürler yapılmıştır.

Günümüzde, Japon çizgi romanlarının en bilinen şekli öykülü çizgi romanlardır. İlk defa çizgi roman dergilerinde seri halde yayınlanmış daha sonra da kitap haline getirilmişlerdir. Hepsinin tamamı binlerce sayfa uzunluğuna erişmektedir.


Etiketler:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir