Çin liler ile japonya lılar arasındaki fark

  • Çinliler Japonlulara göre  daha uzundur
  • Çinlilerin saçları ve kaşları japonlulara göre daha seyrektir.
  • Yüz ifadelerine bakıldığı zaman Japonlar pozitif,kibirli ve dogmatik dururken Çinliler durgun, kibar ve rahat dururlar.
  • Japonlar dik ve sert bir şekilde yürürken Çinliler ise rahat ve bazen ayaklarını yere sürüyerek yürürler.
  • Çinlilerin teni donuk bronz renkli, Japonlarınki ise limon sarısına daha yakındır.
  • Çinlilerin gözleri, japonların gözlerine göre da ha çekiktir…

Çin lilerin genel özellikleri




Şunu aklınızdan çıkarmamanız gerek, “Dünya üzerinde, dünyaya gelen her dört çocuktan biri Çinlidir”. Yani, dünyanın en kalabalık ülkesine ayak basıcaksınız. Ayrıca: Çinli bebeklerin hiç ağlamadığını görüp şaşıracaksınız. Peki bunun sebebi nedir? Çocuklara gösterilen aşırı sevgi mi, yoksa Çinlilerin kolayca yönetilebilen nesiller olarak yetiştirilmesinden mi kaynaklanıyor? Ayrıca, Çinli bebekler, dünyanın en şirin bebekleridir. Ama, öte yandan, devlet: her ailenin tek çocuklu olması için önlenler alır. Tek çocuğu olan aileler, birçok sosyal yardımlardan yararlanırlar. İkinci çocuk doğarsa, birçok yardım biter ve hatta aile, toplumdan soyutlanmaya kadar gider. Çocuk sayısı, kazaen üç olunca, devlet tarafından o aileye çeşitli yaptırımlar uygulanmaya başlanır. Özellikle, kırsal kesimlerde, yoğun aile planlaması tedbirleri uygulanır. Çünkü, Çinli kırsal kesim insanı, yani çiftçi için çocuk önemlidir. Çocukları tarım alanlarında çalıştırırlar. Bu yüzden, çok çocuk sahibi olmayı tercih ederler.

Ülkede, nüfusu 1 milyonu aşan yaklaşık yüz şehir olduğu söyleniyor. Elbette bu şehirlerde yaşayan yoğun nüfus, şehirlerdeki yapılaşmayı ve özellikle trafik sıkışıklığını olumsuz etkiliyor.

Çin ülkesinde yaşayan insanlarla rahatlıkla herşeyi konuşabilirsiniz. Ancak, ülkeyi yönetenler aleyhinde konuşmaktan kesinlikle sakının. Ülkede insanlarla asla tartışmayınız ve elle temas etmeyiniz. Bu durum, bu ülkede yaşayanlar için onur kırıcıdır. Yanlızca tokalaşmanız yeterlidir ve asla öpmeyiniz.

Çalışma hayatındaki insanlara gelince: bunlar, genellikle öğlenleri boşluk saatlerinde, yemek yedikten sonra uyumayı tercih ediyorlar. Öğlen uyuması sonucu, öğleden sonraki mesainin daha verimli olduğunu düşünüyorlar.

Son olarak: bu ülkenin insanı, güler yüzünü asla esirgemiyor. Büyük olasılıkla, en ufak tatsız bir olay yaşamadan bu ülkeden ayrılmanız mümkün. Özellikle: sabırlı olmak konusunda, sorunlarla karşılaştıklarında yılmadan uğraşmaları konusunda ve çözüm üretme konusunda çok yetenekliler

dunhuang.mağaralar.7 150x150 Çin, Genel özellikler

DİN:

Çin ülkesinde, sanırım 57 kadar etnik gurup olduğu söyleniyor. Bu etnik guruplardan en yoğun katılımcısı olanlar ise: Hanlardır. Bunun dışında: Taoculuk, Budizm, Konfiçyusculuk, İslam mensupları ve az da olsa hıristiyan azınlık bulunmaktadır. Çin devletinin resmi dini yok.

DİL:

Çinde, ingilizce en çok konuşulan yabancı dil. Çünkü: bütün Çinliler, çok küçük yaşlardan itibaren, okullarda İngilizce eğitimi alıyorlar ve özellikle televizyon programları ile, bu bilgilerini pekiştirerek, gayet güzel ingilizce konuşuyorlar. Ancak, yine de bu ülkenin resmi dili: Çince. Gerek yazılışı ve gerekse okunuşu çok farklı. Zaten bu yüzden: ülkeyi ziyaret edenlerin en büyük sıkıntısı, bu dil konusudur. Ülke o kadar büyükki, Çinliler bile kendi aralarında bazen farklı bölge lehçeleri nedeniyle anlaşmakta güçlük çekerler. Kuzeyda yaşayan bir Çinlinin, güneyde yaşayan bir Çinlinin konuşmasının tek kelimesini bile anlamadığı söylenir.

Hatta: Çin devleti, Pekin lehçesini temel alan ve “Mandarin Çincesi” olarak da bilinen lehçeyi, resmi konuşma dili olarak yerleştirmeye çalışmaktadır. Ama söylediğim gibi, birçok farklı lehçeler kullanılıyor. Zaten Çince,  dünyanın en zor dillerinden biri olarak biliniyor. Şekle dayalı kelimelerin temelinde, sese de önem verilerek oluşturulmuş bir yazı sistemidir. Çince de, yaklaşık 10 bin karekter var. Ancak, bunların yanlızca 3 bin tanesi, yoğun olarak kullanılıyor. Çünkü bunlar, cümleler ve sözcüklerden oluşmaktadır.

PARA:

Çinde kullanılan para birimi: “yuan” dır.  Halk dilinde bunun ismi “kuan” olarak bilinir. Bunun yüzde birlik bölümlerine “fen” deniliyor.

10 fen =  1 jiao’dur.

Yuanlar ise, banknotlar halinde: 1,2,5,10,20, 50, 100.

Çin ülkesinde, ortalama aylık asgari ücret: 1000 Yuandır.

Pekin şehrindeki bir otelde, dört kişilik bir ailenin bir akşam yemeği de, 1000 Yuan tutmaktadır.

Ancak, ülkedeki asgari ücretin  bu kadar düşük olması, yaşayan insanları pek etkilemez. Çünkü ülkede yaşam şartları düşük, fiyatlar uygundur. Örneğin: kırsal alanlardaki kiralar, aylık 100 Yuan civarındadır. Bunun dışında, temel gıdalar da ucuzdur.

Ülkeden ayrılırken, yanınızda “yuan” kalır ve bozdurmak isterseniz, bunları satın aldığınız döviz bürosunun makbuzunu istiyorlar, unutmayın. Ayrıca, çin parasının yani yuan’ın, bu ülke dışında geçerli olmadığını da bilmelisiniz. Yani, ülkeden çıkarken yanınızda yuan kalırsa, sadece bir hatıra olarak kullanabilirsiniz.

Japon ların genel özellikleri

  • Beşeri duygular ayıplanmaz.
  • İnsanın dünyaya nasıl geldiği ile ilgili bir doktrinleri yoktur.
  • Ferdin kuvvetli bir karaktere sahip olduğu, isyan etmesiyle değil, itaat etmesiyle anlaşılır.
  • Japonlar Çinliler gibi faziletlerin hayırsever kalplerden doğmasını beklemezler. Onlar ilk önce görevlerin yerine getirilmesini gerektiren nizamları ortaya koyarlar, sonra da bunları bir insanın bütün kalbiyle, ruhuyla, kuvveti ve kafasıyla yerine getirmesinin kaçınılmaz olduğunu söylerler.
  • Zor kullanmadan otorite temin ederler.
  • Serbest sahalar tanımlarlar. 0 – 9 yaş ile 60 – ölüm arası, içki, geyşa gibi.
  • Japonların esir düşmemesi şarttır. Şuurunu kaybettiği bir sırada esir edilse bile o Japonya’da bir daha başını kaldıramaz. Japonlar esir olan Amerikalıları teslim oldukları için ayıplıyorlardı.
  • Japonlar bir hareket sahasında başarısızlığa uğradıktan sonra başka bir sahayı tabii olarak ele alabilirler. Japon, gayesine ulaşamamış bir hareket tarzını benimsemekle hata ettiğini anlar. Seçtiği hareket tarzında başarısızlığa uğradığı zaman onu, kaybolmuş bir dava olarak kenara bırakır. Çünkü Japonlar, kaybolmuş davaların peşinde koşacak şekilde şartlandırılmamıştır.
  •  Tahkir edilme ile ağır tazminat verme gibi tabii sonuçları birbirinden ayırırlar. 1905 Rus harbinden sonra Rusların kendilerini tahkir ettiğini düşünmemişlerdi. Hiçbir kıyım yapmadılar. Filipinlerde ABD’ye karşı zafer kazandıktan sonra ise tamamen zıddını yaptılar. Çünkü ABD’nin politikasının Japonya’ya kıymet vermeyen bir politika olduğunu düşünüyorlardı. Tahkir edildikleri zamanki hareket tarzlarıyla, edilmediklerini düşündükleri zamanki hareket tarzları tamamen farklıdır. Tahkirden sonra sadakatsizlik meşrudur.
  • Japonlar aristokrat bir toplumdur. Kendinden daha aşağı ve yukarı olana başka başka kelimeler kullanarak hitap ederler. Hürmet dili denen bir dile sahiptirler. Eğilerek selam verme ve diz çökme adetleri vardır. Sivil, askeri üniformalıya eğilerek selam vermek zorunda idi. 19. yüzyıl ortasına kadar sadece asiller ve samuraylar soyadı kullanabiliyorlardı.
  • Değişmeyen gaye şereftir. Yeryüzünde herşeyden çok, hürmet görmek isterler.
  • Japonya’da zevkler vazife gibi öğretilirler (Budizme ne kadar aykırı).  Kültürlerin pek çoğunda zevkler öğretilmez. Japon felsefesinde beden günahkar değildir, zevkleri tatması suç sayılmaz.

 

 


Etiketler:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir