Başlıca Farklar;

  • Astronomi bir bilim dalıdır, Astroloji  ise bir bilim dalı değildir,
  • Astronomi gök cisimlerini izleyerek onlar hakkında bilgi toplayıp araştırma yapar. Güneş sistemi, evren, dünya, yıldızlar, gezegenlere ilişkin çeşitli incelemeler yapabilir,
  • Astronomi biliminde elde edilen veriler bilimsel veriler olup kanıta dayalıdır,
  • Astroloji ise elde edilen veriler genellikle yoruma dayalı ve kişiden kişiye göre değişebilir
  • Astroloji ve Astronomi arasında bilimsel ve yorumsal bağların olduğu düşünülmektedir,
  • Tüm evren bir döngü halinde olduğu için Astroloji ve Astronomi yi oluşturan her maddi manevi durum bir döngü içerisindedir,
  • Astroloji kavramı zamanla burçlar kavramını doğurmuştur,
  • Astroloji tarihi Sümerlere kadar dayanmaktadır,

Detaylı Açıklamalar;




Antik Çağ’da gök biliminin gelişimindeki önemli hususlar olarak şunlar söylenebilir :

  • Astronomi önceleri yalnızca, çıplak gözle görülen gök cisimlerinin gözlemi ve hareketleri hakkındaki öngörülerden oluşuyordu. Eski zamanlarda gözlemler çıplak gözle yapılıyorsa da o zamanlar günümüzdeki gibi sanayi ve ışık kirliğinin bulunmayışı insanlara büyük bir avantaj sağlıyordu. Bu yüzden antik çağda yapılan gözlemlerin günümüzde yapılması neredeyse olanaksız derecesinde zordur.
  • Eski insanların dairesel tarzda dikmiş oldukları 6.500 yıllık megalitlerin (Nabta Playa, Stonehenge) astronomik gözlem amacıyla kullanıldıkları sanılmaktadır.
  • Eski çağlarda astronomide ilerlemiş uygarlıklardan bazıları, Çin, Hint, Sümer, Kalde, Mısır, Toltek, Zapotek ve Mayauygarlıklarıdır.
  • Rig-Veda’da Güneş’in hareketine bağlanan 27 takımyıldızdan ve 13 bölümlü zodyaktan söz edilir.
  • Mayalar ise teleskopları olmadıkları halde Venüs’ün evrelerini ve tutulmalarını tam olarak saptayabilmişlerdi.
  • Antik Yunanlar’ın gök bilimine yaptıkları en önemli katkı, yıldızları kadir derecelerine göre sınıflandırmaya çalışmış olmalarıdır.

Ortaçağ’da astronomi bilgilerinin İslam bilginlerince geliştirildiği ve bu bilgilerin sonradan Batı’ya aktarıldığı görülür. Astronomiyi geliştiren bu İslam bilginlerinden başlıcaları şöyle sıralanır:

  • Fergani (805–880), Gök cisimlerinin hareketleri üzerine yazılar yazdı, ekliptiğin eğikliğini hesaplamasını sağladığı gözlemlerde bulundu.
  • Kindi (801–873), filozof ve ansiklopedici bilgin, astronomi üzerine 16 eser yazdı.
  • El-Dinaveri (820-895) İranlı Kürt asıllı botanikçi, matematikçi, tarihçi ve astronom
  • Battani (855–923), astronom ve matematikçi
  • Hasib El-Mısri (850–930), Mısırlı matematikçi
  • Harezmi (780-850): Türkistanlı matematikçi.
  • Ebubekir Er-Razi (864–930), İranlı bilgin
  • Farabi (872–950) büyük filozof ve bilgin.
  • Khujandi 10. yüzyılın sonunda Tahran yakınında bir gözlemevi inşa etti.
  • Ömer Hayyam (1048–1131), cetveller hazırladı, takvimi geliştirdi.
  • İbn-i Heysem (965–1039), matematikçi ve fizikçi.
  • Biruni, (973–1048), matematikçi, astronom ve ansiklopedici.
  • Tusi (1201–1274), filozof, matematikçi, astronom ve ilahiyatçı; trigonometrinin kurucularından biri olarak kabul edilir.
  • Gıyaseddin Cemşid (1380–1429), (Özbekistan)
  • Uluğ Bey (1393 – 1449) Timur İmparatorluğu’nun 4. hükümdarı. Matematikçi ve astronom.
  • Ali Kuşçu (1403 – 1474) Türk astronom, matematikçi ve dilbilimci

Astronomi 19. ve özellikle 20. yüzyılda baş döndürücü bir hızla ilerlemiştir. Yakın zamanlardaki keşif ve gelişmelerle ilgili olarak şunlar söylenebilir:

  • Teleskopların geliştirilmiş olmasının yanı sıra, diğer bilim dallarındaki ilerlemelerin de gök bilimine yardımcı olmaları sayesinde, evrenin gizleri bir bir açığa çıkmaktadır.
  • Astronomideki en önemli gelişmelerden biri, tayf ölçümü de denilen spektroskopinin (maddelerin ışıkla olan etkileşimlerini anlamaya çalışma, maddelerin soğurduğu ve yaydığı ışığı, yani elektromanyetik dalgaları saptayarak maddenin yapısı hakkında sonuçlara varma tekniği) yani yıldız ışığının elektromanyetik spektral analizine başlanmış olmasıdır.
  • Diğer yıldızların ışıklarının analizi, bu yıldızların ışığının temelde Güneş’in ışığından farksız olduğunu, fakat yıldızlar arasında sıcaklık, kütle ve boyut bakımından son derece büyük farklılıklar bulunduğunu göstermiştir.
 Evrenin genişlemesi, galaksiler giderek birbirinden uzaklaşmaktadır.
  • 20. yüzyılın başında diğer galaksilerden ayrı bir birim olarak galaksimizin varlığı kanıtlanabilmiştir.
  • Ardından Hubble yasası ile evrenin bir genişleme içinde olduğu saptanmıştır; galaksiler giderek birbirinden uzaklaşmaktadır.
  • Kozmolojik termik ışıma (fosil ışıması) ve kimyasal elementler ve izotoplarının maddeden ayrılmasını açıklayan farklı nükleosentez teorileriyle büyük ölçüde astronomi ve fiziğe dayalı olan Büyük Patlama kuramı yoluyla kozmoloji özellikle 20. yüzyılda büyük gelişmeler göstermiştir.
  • 20. yüzyılın bu alandaki son gelişmeleri olarak, radyoteleskopların, radyoastronominin, modern bildirişim araçlarının ortaya çıkması sayılabilir. Bunlar sayesinde, elektromanyetik dalgalarla uzayı aşan parçacıkların spektroskopik analizi yapılabilmiş ve böylece uzak gök cisimleri üzerinde yeni deney türleri olanaklı hale gelmiştir.

Astronomi (gök bilimi ya da gökbilim), kökenleri, evrimleri, fiziksel ve kimyasal özellikleri ile gök cisimlerini açıklamaya çalışmak üzere gözleyen bilim dalıdır. Astronominin sınırlı ve özel bir alanı olan gök mekaniği ile karıştırılmaması gerekir. Astronomi daha açık bir deyişle, yörüngesel cisimleri ve Dünya atmosferinin dışında gerçekleşen, yıldızlar, gezegenler, kuyrukluyıldızlar, kutup ışıkları, galaksiler (gökadalar) ve Kozmik mikrodalga arka plan ışıması gibi gözlemlenebilir tüm olay ve olguları inceleyen bilim dalıdır. Evrende bulunan her çeşit maddenin dağılımını, hareketini, kimyasal bileşimini, evrimini, fiziksel özelliklerini ve birbirleriyle etkileşimlerini inceler.

Astronomi terimi eski Yunanca’daki astron ve nomos (άστρον et νόμος) sözcüklerinden türetilmiş olup, «yıldızların yasası» anlamına gelir. Asteroitlerin ve kuyruklu yıldızların keşfindeki katkıları göz önüne alınırsa, astronomi amatörlerin de halen etkin bir rol oynayabildikleri nadir bilim dallarından biridir.

Gök bilimi yeryüzündeki en eski bilimlerden biri olarak kabul edilir. Arkeolojik bulgular en eski çağlarda bile insanların gök biliminin konuları hakkında bilgileri olduğunu ortaya koymaktadır. Neolitik çağda insanlar ekinoksların periyodik karakterini, mevsimlerle ilişkisini ve bazı takımyıldızları bilmekteydiler. Modern gök bilimi gelişimini, özellikle antik çağdaki ve onları izleyen matematikçilere ve Ortaçağ’ın sonunda keşfedilmiş gözlem aletlerine borçludur. Başlangıçta ayrılmaz bir ikili sayılan ve paralel olarak ilerleyen astroloji ve gök bilimi zamanla yollarını birbirlerinden ayırmak zorunda kalmışlardır.


Astroloji, göksel cisimlerin ve astronomik fenomenlerin, insan karakteri ve kaderi üzerine etkilerinin olduğu önermesini konu alan, bilimsel gerçekliğe sahip olmayan sözdebilim. Yunanca yıldız anlamına gelen ‘astro’ ve bilgi anlamına gelen ‘logos’ kelimelerinden türemiştir.
Astroloji size gelecekte ne gibi etkiler içerisinde kendinizi hissedebileceğinizden sizi haberdar edebileceğini iddia eder. Eskiden Astrologlar Efemeris (Ephemeris) (Gök Günlüğü ya da Yıldız Günlüğü) adı verilen ve gökyüzü konumunun gün,ay ve yıl olarak gösteren bir kitap ve ev tabloları (table of houses) kullanarak Yıldız Haritası grafiğini çıkartırlardı.

Günümüzde astrologlar, Güneş’in, Ay’ın ve gezegenlerin insanın yaşamı üzerinde etkileri olduğunu ve buradan hareketle bir kişinin geleceğinin kestirilebileceğini öne sürerler. Bazı dergi ve gazetelerde, aynı burçta doğan herkes için ortakkehanetlerde bulunan yıldız falları yayımlanır.

Babilliler İÖ 6. yüzyılda gezegenlerin gökyüzündeki hareketini gösteren haritalar yaptılar. Böylece Güneş ve Ay tutulmasının ne zaman olacağını önceden kestirebiliyorlardı. Astroloji Babil’den Eski Yunanistan’a, oradan da Mısır’a ve Hindistan’a geçti. Daha sonra bütün Asya ve Avrupa’ya yayıldı. İS 1066’da gökyüzünde parlak bir kuyrukluyıldız görünmüş ve bu alışılmadık olay insanları çok korkutmuştu. Bunu yorumlayan astrologlar yakın gelecekte bir kralın öleceğini ve çok önemli olayların yaşanacağını söylediler. Gerçekten de birkaç ay sonra, Hastings Savaşı’nda İngiltere Kralı Harold öldürülünce pek çok kişi bu kehanetin doğru olduğuna inandı. Oysa bugün Halley olarak adlandırılan bu kuyrukluyıldızın her 76 yılda bir Dünya çevresindeki yörüngesinden geçtiğini biliyoruz. Fakat, bu anlamlı rastlantıya Carl Gustav Jung senkronizasyon teorisine göre anlamlı rastlantılar adını vermektedir.

 

Bir insanın doğduğu anda yıldızların konumunu gösteren şemaya Yıldız Haritası adı verilir. Astroloji gök cisimlerinin insanlarla ilişkisini inceler, fakat bilim dalı olarak kabul edilmez.

Takımyıldızları Hint Astrolojisinde kullanılır. Hint astrolojisi gerek karakter analizi ve gerek dasa sistemiyle yapılan gelecek öngörülerinde başarılı yorumlarıyla ön plana çıkmaktadır. Batı Astrolojisiyle Vedik Astroloji arasında yaklaşık 23,5 derece kayma vardır. Bu kaymaya Ayanamsa adı verilir. Takım Yıldızları aynı zamanda Astronomiyle alakalıdır.

Astrolojide burçlar dört gruba ayrılmıştır: Ateş, toprak, hava ve su. Her grupta üç burç bulunur. Kişinin hangi gruba ait oluduğu bilinirse temel kişilik özelliklerinin daha iyi anlaşılabildiği varsayılır.

  • Ateş burçları; Koç, Aslan ve Yay’dır.
  • Toprak burçları; Boğa, Başak ve Oğlak’tır.
  • Hava burçları; İkizler, Terazi ve Kova’dır.
  • Su burçları; Yengeç, Akrep ve Balık’tır.




Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir