• 3 Yorum



  • Alevi ve Sünni arasındaki başlıca farklar;

    • İkisi de İslam dini mezhebidir.
    • İkisinin de peygamberi Hz. Muhammed tir.
    • Hz. Ali aleviliğin piri olarak kabul görür.
    • Sünniler ibadetlerini camiler yapar. Aleviler ise ibadetlerini cemevlerinde gerçekleştirir.
    • Camilerde ibadet dili Arapçadır. Cemevlerinde ise Türk dilinde ibadet edilir.
    • Sünniler saf namazı kılarlar. Aleviler halka namazı ( cem ayini ve semah ) kılıp niyaz ederler.
    • Sünnilerin namazdaki kıblesi Kabedir. Alevilerin kıblesi insandır.
    • Sünniler Ramazan’da bir ay süreyle oruç tutarlar. Aleviler, Muharrem ayında  12 gün süreyle matem orucu tutarlar.
    • Sünnilikte birden fazla eşle evlenmeye cevaz vardır. Alevilikte ise tek eşlilik esastır.




    Detaylı Açıklamalar;

    Alevilik;

    ”Alevi” Ali’yi seven, Ali’nin yolundan giden anlamına gelmektedir. HZ. Ali’nin taraftarlarına Alevi denmiştir. Aleviler günümüzde en çok Suriye, Irak, İran, Türkiye ve Lübnan’da yaşamaktadır.

    HZ. Ali, HZ. Muhammed’in hem amcasının oğlu hem de damadıdır. HZ. Ali, HZ. Fatma’dan sonra İslam’a inanan 2. insandır. Aleviliğin ortaya çıkışı HZ. Ali’nin halife olmasından sonra başlamıştır.

    Muaviye ve taraftarları onun halifeliğini tanımadılar ve kargaşa ortamı ortaya çıktı. Sorun büyüdü ve bu sorunu çözmek için savaş yapılması kararlaştırıldı. Muaviye, Sıffin Savaşı’nda (657) yenilmek üzere olan askerlerinin mızraklarına Kuran yapraklarını taktırdı ve böylece Ali’nin ordusunu durdurdu. Hakemlerin karar vermesi kararlaştırıldı. Hakemler kararını verirken Muaviye ve hakemi hileyle Muaviye’nin lehine karar verdirtti. Böylece HZ. Ali’nin tarafını tutanlar ile Muaviye’nin tarafını tutanlar arasında uçurum oldu ve İslam 3 mezhebe ayrıldı: HZ. Ali’nin tarafını tutan Aleviler; Muaviye’nin tarafını tutan Sünniler; taraf tutmayan Hariciler.

    Alevilik, Hâkk-Muhammed-Ali üçlemesiyle,Ehl-i Beyt ve 12 İmam’ı önemseyen bir yoldur. Alevilik insanları özgür bırakır ancak yine de yapılması istenilen ibadetler vardır. Aleviler namaz kılmayı camide yapmaz. Bunun nedeni HZ. Ali’nin bir mescitte suikaste uğramasıdır. Cemevlerinde yapılan ibadete kadınlar da katılabilir.Alevilerin bir kısmına göre niyet ve kalp önemlidir.

    Türkiye’de Aleviler en fazla doğu taraflarında bulunmaktadır. Türkiye’de Türk Alevileri, Kürt Alevileri, Arap Alevileri gibi etnik Alevilikler bulunmaktadır. Aleviler Türkiye’de en çok Hatay, İstanbul, Sivas, Çorum, Malatya, Kahramanmaraş, Tunceli, Amasya, Yozgat, Adıyaman, Bingöl, Erzurum, Balıkesir, Kars, Manisa, Aydın, Adana, Mersin, Muğla, Erzincan gibi yerlerde bulunur.

    Sunnilik

    Sünni fıkıh mezhepleri Hanefi, Şafiî, Maliki ve Hanbelî mezheplerinden oluşur. Bu dört mezhepten ilki olan Hanefî mezhebi Mâtûridîlik’e bağlı iken Şâfiî ve Mâlikîler Eş’ârîye bağlıdırlar. Ehl-i Sünnet’in İtikadi mezhepleri olan Eş’ârî ve Mâtûridî mezhepleri arasında inançsal açıdan önemli bir farklılık yoktur. İtîkât düzeyindeki farklılıklar sadece teferruattan ibârettir; ama fıkhi konularda yani uygulama ve ibadetlerde dört fıkhi mezhep arasında bazı farklılıklar görülür.

    Hanbelî mezhebinden ayrılan İbn-i Teymiyye ve İbni Kayyım el Cevziyye gibi alimlerin fıkhi görüşleri günümüzde, 18. yüzyılda Arabistan’da dinsel ve siyasal bir hareket olarak ortaya çıkan Vahhâbîlik çerçevesinde yorumlanmış biçimiyle varlığını sürdürmektedir. İbn-i Teymiyye’nin görüşlerini daha aşırı yola sokan Suudi Arabistan Vahhabileri’dir. Vahhabiler’in bazı itîkâdî inançları Ehl-i Sünnet’ten farklıdır. Bu sebeple Sünniler, Vahhabileri Ehli Sünnet’ten saymazlar.

    Sünni mezhepler (fıkıh okulları) dört tanedir:

    • Hanefi mezhebi
    • Şâfiî mezhebi
    • Maliki mezhebi
    • Hanbeli mezhebi

    Bu dört Sünni fıkıh okulu dışında da fıkıh okulları olmasına karşın daha az sayıda izdeşe sahip olmuş ve diğer dört mezhep dışında daha az tanınmışlar ve zamanla yok olmuşlar ve izdeşleri tarafından kayıt altına alınamamışlardır.

    Sünniler, her Müslümanın bu mezheplerden birini benimseyip, uygulamalarını seçtikleri bu mezhebe göre yapmaları gerektiğine inanırlar ve mezheplerin birleştirilmesi denen Telfik-i Mezahib’i uygun (caiz) görmezler.


    Konuyla ilgili yorumlar

    1. Müslüman

      Alevîlik (Arapça: عَلَوِیُّون), Alevî (Arapça: علوِی), Alevî kelimesi Arapça kökenli bir İslamî terim olup, anlamı; İmam Ali soyundan gelen, onun velayetini kabul eden ve onun akrabaları ve taraftarı olan Müslümanları tanımlar. Alevîlik kesinlikle bir mezhep veya tarikat değildir, ancak Mevlevîlik, Kadirîlik, Kalenderîlik ve Bektaşîlik gibi tarikatların hepsi birer Alevî tarikatlarıdır. Alevîlik bir meşreptir, yani Peygamber Muhammed soyuna bağlı bir Alevî ocak sistemi’dir ve bundan dolaylısıyla “Alevî” kelimesi “Ali” isminden türetilip, ” î ” – harfi (Arapça: ي) kendi soyuna mensubiyeti ifade etmektedir.

      Yani Alevilik bir mezhep değil meşreptir.

    2. macit demirer

      bu bilgilerde yanlışlık var.
      Alevilik demek Hz Ali gibi yaşamak demek.
      Bu aleviliğin başlangıcıdır.
      Eğer cem evi ibadet hane olsaydı bu Hz Ali ile birlikte gelirdi. Peygamberler tarihinde böyle bir örnek yoktur.
      Hz Ali cem evi örneği vermiş mi?
      Peygamber efendimizin damadı ve islam dinini sonuna kadar yaşamış biridir.
      Cem evi ibadet kavramı tamamiyle sallamasyondur.
      Kültürel bir dernek yapı olarak kabul edilebilir.
      Bu yazdıklarımı kabul etmeyen otursun açsın dini tarihlere baksın.

    3. Musliman

      ” HZ. Ali, HZ. Muhammed’in hem amcasının oğlu hem de damadıdır. HZ. Ali, HZ. Fatma’dan sonra İslam’a inanan 2. insandır.” – cumlesi biraz yalnis bence, Hz. Fatmadan sonra degil, Hz. Hatice’den sonra diye biliyorum.

    Bir cevap yazın

    E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir